Çetin
110 ÇETİN Bu sebepten dolayı Çetin’in annesini çok takdir ederim. Ahmet Amca da zaten çok sevdiğimiz amcamızdı. Bizim o dönem dostluklarımızda kimsenin birbirinden maddi bir beklentisi yoktu. Bende para varsa ben harcarım. Çetin’de varsa o harcar. Böyle bir arkadaşlık var- dı. Bu zamanda o arkadaşlıkları görmek mümkün değil. Yani hangimizde para var- sa, o ikimizin parası da var demekti. Öyle bir hayattı bizimki, öyle güzel bir gençlik. Şimdi maalesef öyle bir gençlik yok. Şim- diki dostluklar beklentilere bağlı. Çetin benim çok sevdiğim 45-50 senelik arkadaşım. Hiç küsmediniz mi derseniz, küstük tabii ben Çetin’e bir ara gücendim. Bir kaç sene konuşmadım. Barıştık sonra. O ara bir çocuğu oldu, yaşamadı. O zaman çok üzüldük. Ben gittim, duramam tabii o durumda. O zaman barıştık. Öyle derdi bana seni hep görüyordum, sarılmak is- tiyordum ama çekiniyordum. Yani o kısa dönemde küslüğün bize verdiği acı bunlar. Hala şu anda bile duygulanıyorum. Bir de küçük kızım, şu anda doktorası- nı yapıyor. Bitirmek üzere tezini bitirdi, kontrollerini yapıyor. Bir süre sonra dok- tora sahibi olacak. İlki kimya mühendisi şu anda Yalova Üniversitesi’nde araştırma görevlisi. Küçük kızım daha ilkokul iki veya üçte bir resim yapmış. Çetin’in o zaman Hür- riyet’te bir dükkanı var. Çetin’i yansıtıyor o resimde. Çetin’in büyük bir iş adamını olacağını resmetmiş. Bir ev yapmış bahçe- li, kocaman bir ev, birde fabrika yapmış. Hatta Çetin onu çerçeveletmişti. Uzun bir süre ofisine asmıştı. Temizlik sırasında ıslanıp rutubetten bozulmuştu. Çetin bir hayli üzülmüştü. Hatta çok tepki göster- mişti o resim gitti diye. İşte böyle bir de kı- zım Nazlı’nın anısı var. Çetin’in çok beğen- diğim yönü de, iş yerindeki disiplinidir. Ben de işimde disiplinli olmayı seviyorum, Çetin de disiplinlidir. Zaten bu sebepten, disiplini yüzünden bu günlere geldi. Buna inanıyorum. Çetin’le hatıralarımız çoğunlukla 20’li yaş- lardadır. Evlendikten sonra iş hayatına atıldık tabii. Fakat o zamanda bile örneğin İstanbul’da bir işim olsa, hadi Çetin bera- ber gidelim, derdim. Ahmet Amcadan da çekiniyoruz çok tutarlı mazeretler bulma- mız gerekiyordu. Çetin’le hiç ayrılmadık. Nereye gitsem beraber giderdik. Böyle bir arkadaşlığımız vardır. Bu tabii karşılıklı duyulan bir güvendir. Bir zıt olduğumuz konu var, ben Galata- saraylıyım, o Fenerbahçeli. Tabii ilk önce Bursasporluyum, ondan sonra Galatasa- raylıyım. Ben aynı zamanda uzun süre futbol oynadım. Bursa amatör kümede. Ondan sonra Çetin’le beraber Altınok spor kulübünde başkanlık yaptık. Altınok Spor Kulübü Hürriyet İstiklal ma- hallesinin takımıdır. Bizim mahallenin takımı. Son olarak kardeşime hayatında sağlık ve başarılar dilerim. Çok iyi, vefalı bir arkadaş. Çok iyi bir dost. Kendisine gü- venim ve inancım tam. Bunları tüm sami- miyetimle söylüyorum.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=