Çetin
40 ÇETİN Gurbetin ne olduğunu o zaman öğrendim. Babamın gelişi çok güzeldi, ama gidişi çok kötüydü. Kardeşlerim anlamıyorlardı ama ben babamın gideceği günlerin yaklaştığı- nı anlıyordum. Bavul toplanırdı. Babamın gelişi çok gü- zeldi. Çikolatalar gelirdi, hediyeler gelirdi. Babam bir yaz tatilinde baba iki tekerlekli bisiklet getirdi. Ama pedallı değil. Bir aya- ğını bisiklete koyuyorsun diğer ayağınla itiyorsun. Ben babama o zaman çok kızmıştım. Ta- bii ona bir şey diyemiyorum, korkuyorum. Çünkü pedallı bisiklet beklentim vardı. Meğer babam spor yapmam için böyle bi- siklet getirmiş. Çünkü spora çok düşkün- dü. Öyle düşündüğünü zannediyorum. Ben onu mahallede kiraya vermeye başla- dım. 25 kuruşa. Çocukluğumdan beri bir ticaret kafam vardı. Ayrıca ben o bisikletle Hürriyet mahalle- sinden, Bursa’ya gidiyorum. Kapalıçarşı ile Uzunçarşı arasında bir açık yer var, Tuzpazarı. Orada Tuzpazarı’nın yanındaki yolda pazar günleri eski kitap- lar satılırdı, çizgi romanlar Teksas, Tom- miks. Pazar günleri orada kapalı dükkan- ların önünde yere tezgahlar kurulurdu. Ben orada bisikleti kiraya verirdim. Hatta Texas, Tommiks gibi çizgi romanlar satar- dım. Hem harçlığımı çıkarırdım. Sonradan o bisikletle eve dönerdim. Yaşantımın gü- zel günleriydi o zamanlar. O günleri za- man zaman özlüyorum.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=