Çetin

51 Cetin’in TV Antenciliği Günleri Çetin’in bu sınıfta kalma olayının ardın- dan, onun hayatında yazın yeni bir dönem başlar. O yaz tatilinde Çetin şu anda Hey- kel’de Çancılar’daki Efehan Otel’in olduğu yerde bulunan Efe İşhanı’nın altındaki bir televizyon tamircisinde iş bulur. Elektronikçi olduğu için televizyon tamiri- ni öğrenmek istemektedir. Orada hem sa- tış, hem de servis vardır. Babasının da bir arkadaşıdır. Onun yanına gitmeye başlar. İşi de çok sever. Severek gidiyordur, sabah erkenden. Çetin o işe çok çabuk adapte olur. O zamanlar yerli televizyon yoktur, ithal televizyonlar gümrükten çekilmekte- dir. Patronu Veysel’i çok sever. Bir de ustası Sabri ağabeyini. Çetin Öztunalı o anılarını şu cümlelerle aktarır: “Ben televizyon antenleri kurmaya başla- dım. Baktım televizyon anteni hem güzel kuruluyor, hem de güzel para da kazanı- yoruz. Ustam bana sen kurabilir misin de- mişti, ben kurarım, dedim. Okuldan bir arkadaşımı alıyordum, çatıya çıktığımız zaman boru dikmeye yardım ediyordu. Çünkü o zamanlar görüntüler net değildi karlıydı. Görüntüyü güzel ya- kalarsak televizyonda, bahşiş alıyorduk. Hem anteni kuruyorduk, hem de bahşiş alıyorduk. Bazen de evlerde elektrik pri- zi olmadığı için televizyonun kurulduğu yere, ben size priz de çekerim, diyordum. Ondan da para kazanıyordum. Yanımda çantamda kablodur, prizdir bulunuyordu. Kablo çekiyordum, bağlıyordum, çalıştırı- yordum. Bu konuda da çok anılarım var. Anılarımdan bir tanesi de şöyleydi. Senenin son günü, yani yılbaşı. Dükkana bizim öğretmenimiz geldi. Tesadüfen bi- zim dükkana geldi. Benim orada olduğu- mu bilmiyordu. Tophane Endüstri Meslek Lisesi’nde teknik resim öğretmeni olan ama futbol takımımızla da ilgilenen Mus- tafa Aytı hocamızdı. Çetin sen burada ne

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=