Çetin

53 ÇETİN du, resmi yakaladığı yerde duruyordu. Ta- mam baba yaparız, dedim. Onu ilk defa o zaman öğrendik. Motorlu anteni. Babam biliyormuş. Gittik bir yerden motor aldık. Diğer taraflarını zaten biliyorduk. İki par- ça takılıyordu. Bir alttan bir üstten böyle. Mutluevler’deydi evleri, iki katlı, Çekir- ge’nin altında. Reşat Oyal Haluk abinin (Oyal) evi. O eve kurmuş- tuk ilk motorlu anteni. Sonra komşula- rı görünce onlara da kurmaya başladık. Okuldan bir sene kaybını böyle antenciliği geliştirerek, elektroniği geliştirerek geçir- dim. Benim için iyi oldu da denebilir. Sonra Bulgaristan’dan göçmenler gelmeye başladı. Bunlar lambalı televizyon getiri- yorlardı. Fakat Bulgaristan’daki ses fre- kansıyla, Türkiye’deki ses frekansı tutmu- yordu. Ses çıkmıyordu televizyonlardan. Bizim Sabri ustamız vardı. O da göçmen- di. O sorunu çözmüştü, ben de ondan öğ- rendim. Televizyonun arkasında kömürlü ses fre- kans ayarları vardı. Ahşap tornaviday- la ayarlıyorduk. Çünkü demir tornavida manyetik alandan dolayı olmuyordu. Ses frekansını ayarlayıp, iyi paralar alıyorduk. Sabri abi televizyonları ayarlamak için dükkana getirtiyordu. Bu da tabii külfet oluyordu. Sonra ben ustamdan ve Sabri abiden izin alarak evlere servis yapmaya başladım. Sabri abi böyle yaparsan sana para vermezler, ya da az para verirler de- mişti. Ben olsun dedim. Talebeyim ben, sen 75 lira alıyorsan, ben 25 lira alırım, 30 lira alırım. Göçmenler çok olduğundan Hürriyet’te çok kişinin evine gidip, bu şekilde ayar- layıp, sesini çıkartıp, -resim zaten vardı- televizyonları ayarladım. Resim ayarına gerek yoktu. Ses ayarı yapardık. Öyle de para kazandık. Kazandığımız parayla, araba kiralamaya giderdik. O zaman ehliyetim yoktu. Altı- parmak’ta Gül Mobilya vardı. Selahattin’in ehliyeti vardı. O arabayı kiralardı. Biz üç- dört arkadaş Anadol’a binerdik. Gençliğin vermiş olduğu delilikle acayip sürat yapar, değişik şeyler yapardık. Hızlı kullanırdık.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=