Çetin
79 ÇETİN imalatına bakıyorduk. Tofaş’ta işlerimiz çok büyümeye başladı. Bu şekilde işler yapmaya başladık. Tabii piyasada da iş yapıyoruz. Tofaş’ta da çok ciddi yatırımlar var. Kemal Türkün abi arka tarafta yapılan inşaatlarını almıştı. Tan İnşaat olarak. Biz de orada yavaş yavaş kendi çapımızda ça- lışmaya başladık. Orada daha evvel tüm işleri Siemens ya- parmış. Biz bunları daha sonra, seneler sonra öğrendik tabii. Büyük işleri yine on- lar yapıyordu. Biz ufak ufak derken hem adam sayımızı artırmaya başladık, hem de ağırlıklı olarak Tofaş’a çalışmaya başladık. Onu yapar mısınız? Yaparız. Bunu yapar mısınız? Yaparız. Tabii bizi birçok test ve sınamalardan geçirmişler onlar. İtalyan- lar çokça geliyordu. Yatırımlar o zaman ithalata yönelikti. İtalyanlara biz taşeron- luk yapıyorduk. Ama dövizle yapıyorduk. Dövizle yapınca da hoşumuza gidiyordu. Avrupa’da saat ücreti 35 euro iken, biz Türkiye’de 5 euro’ya çalışıyorduk. Bizim için büyük paraydı. İyi para kazanıyorduk, kendi çapımızda. Tabii onlar için de, bizim için de karlı bir işti. Tofaş da bizi refere ediyordu, bize güvendikleri için. Tofaş’ta 300 kişiyle üç vardiya çalıştığımız günleri biliyorum. Hem Renault, hem To- faş ikisini birden götürüyorduk. Ziya To- faş’a, ben Renault’a ağırlık veriyordum. Ağustos aylarında otomotiv sektörünün durduğu aylardır. Bu dönemlerde biz fab- rikalarda yatar kalkardık. Çalışanların ba- şında bulunabilmek için, konteynırlarda yatardık. Nöbetleşe çalışırdık. Bir gün Renault’ta yorgunluktan ciddi bir iş kazası geçirdim. Çelik proteller ya- pılıyordu. Kaynak, elektrik, montaj işleri yapılıyordu. Fransız montörün biri beni çağırdı. Bende panik atağım, hep acele ve hızlı olsun diye yürüyerek gitmem ko- şardım. Bir tane ığ demiri insan boyunda, yere koymuşlar. Koşarak giderken kafa- mı o demire çarptım, düşmüşüm. Fransız sonradan anlatıyor bana. Demire çarpar çarpmaz, düşüp bayılmışım. Öldüğümü düşünmüşler, o derece kritik bir durum. Renault’un revirine götürmüşler hemen. Allah’tan ucuz atlattık. Kafamız sağlam- mış. Fransız ondan hep dalga geçerdi. Çe- tin tump, tump yapar, gülerdi. Tabii bize verilen baretleri kafamıza takmı- yorduk. Bize bir şey olmaz sözümüz vardır ya bizim malum. O günden sonra iş ha- yatım boyunca baretsiz çalışmadım. Hala arabamın arkasında baret vardır. Çalışan Küçükbalıklı taahhüt grubu
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=