Previous Page  38 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 38 / 152 Next Page
Page Background

37

Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Bakış

adı BUSİAD yönetim kurulunda çok beğeniliyor ve kabul ediliyor. Tabii Feridun Evrenesoğlu da armağanını alıyor. Sıkıyö-

netim olduğu için hem Işıklar’dan, hem de emniyetten ayrı ayrı izinler alınıyor. Bürokratik işler tamamlandıktan sonra, derginin

ilk sayısının hazırlığı başlıyor. Kapak tasarımı, Bursa’da dönemin popüler tasarımcısı

Metin Ersü

’den. Ersü, o zamanlar

Armağan

Gerçeksi

’nin Hamam Sokak’taki matbaasında çalışıyor. İçeriği,

Prof. Dr. Ali Ceylan

ve

Hikmet Komar

desteği ile hazırlıyo-

ruz. Tipo baskı, İnönü Caddesi’ndeki Ersan İş Hanı’nın girişindeki

Nazmi Sırtalan ve kardeşleri

nin sahibi olduğu

Kardeşler

Matbaası

’ndan. İlk üç sayı bu şekilde çıkıyor. Sonra benim pozisyonum değişip, Bursa Hakimiyet’te yazı işleri müdürü olunca

dergiyi bırakmak zorunda kalıyorum. BUSİAD dergisininin sorumluluğunu bu kez yine Bursa Hakimiyet’te çalışan gazeteciler

Süleyman Işık

ve

Turhan Özcan

üstleniyor. Daha sonra da bu işi uzun yıllar

Aykan Uzoğuz

götürüyor.”

Uzun yıllar BUSİAD’ın danışmanlığını yapan Aykan Uzoğuz 2005 yılında BUSİAD’a veda ederken

dönemin Başkanı Ali İhsan Yeşilova ile.

Engin Özpınar Bakış’ın çıkış öyküsünü anlattıktan sonra, 11 ay birlikte olduğu BUSİAD ile ilgili anılarını da şöyle özetliyor:

“Doğan Ersöz başkanlığındaki BUSİAD yönetimi, yönetim kurulu toplantıları dışında bazen, cumartesi günleri, şimdiki Çarşı

Karakolu’nun altında kalan (yoksa üst yanındamı?) üç köftede buluşurdu. Ragıp Güvenç, yönetim kurulu yemeklerinde pastırma

ikram etmeye bayılırdı. Pastırmayı, dışarıdan, kendi getirir ve yemek masasında kendi dilimlerdi.

Hiç unutmuyorum, Hikmet Komar, bir üç köfte buluşmasına yetişmeye çalışırken, ilginç bir şekilde dolandırılmıştı. Arabasıyla

Ünlü Cadde’den Heykel’e çıkmıştı. Trafik sıkıştığında adamın biri arabanın kapısını açarak kendini yan koltuğa atarken “

Hikmet

abi merhaba, nasılsın.”

demişti. Komar adamı tanıyamamıştı ama, adam onu tanıyordu ya, bu yeterliydi. Sonra adam,

”Cüz-

danımı yanıma almayı unutmuşumHikmet abi.”

dedi. 10 ya da 20 liramı ne, öyle fazla olmayan bir miktar para istedi. Komar

şaşırmıştı; ne yapacağını bilemedi. Ama bir şey de diyemedi. Çıkardı ve adama istediği parayı verdi. Parayı alan adam, ilk fırsatta

arabadan inip gözden kayboldu. Komar, üç köfteyi atıştırırken, bir yandan da başından geçenleri anlatıyor, yemek masasında-

kiler gülmekten kırılıyordu.