Previous Page  25 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 25 / 152 Next Page
Page Background

24

Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Sosyal ilişkilere önem verdi. Bu ilişkilerin artması ve sivil toplum derneklerinin oluşması ile işadamlarının sorunlarına daha

hızlı çözüm bulunacağına inanırdı. Bu anlamda Bursa’nın daha gelişeceğine inandığı için BUSİAD’ın kurulmasını destekledi.

Bursa onun için her şeydi. Bursalılar’ın birbirinden kopuk yaşadığını düşünürdü. Alışa gelmiş davranış ve alışkanlıkların

değişmesini, insanların gelişmekte olan çağa ayak uydurabilmeleri için daha farklı bir bakış açısı ile olaylara yaklaşmalarını

arzu ederdi.

Türkiye’de değişim dönemi başlamıştı. Bu değişimi Bursa’da temsil edenlerin liderliğini Doğan Ersöz yapacaktı.

Doğan Ersöz’ü ve BUSİAD’lı yıllarını kızı

Beril (Ersöz) Baylan

şöyle anlatmakta:

“1978 yılında, Bursa’nın önde gelen sanayici ve işadamları ile birlikte saygınlıklarının artması, sorunlarının çözülmesi ve ülkede

serbest piyasa ekonomisinin çağdaş düzeye getirilmesi için yeterli çabanın sarf edilmediğini görerek sanayicilerin bir çatı altında

dernek kurması için gayret gösterdi. TÜSİAD örnek alınarak, Bursalı sanayiciler BUSİAD adı altında gönüllü sivil toplum kuru-

luşunda bir araya geldiler. Kurucular tarafından oluşturulan ilk yönetim kurulu Doğan Ersöz’ü başkanlığa getirdi. Kendisi işine

ayırdığı zamandan daha fazlasını BUSİAD’a gösterdi. Başlangıçta ufacık ofislerde etkinlik gösteren BUSİAD asıl gücüne seneler

içinde ulaştı. Bugün BUSİAD’ın başarısı o günkü kurucuların derneğin temellerini sağlamatmış olmalarının bir parçasıdır. Doğan

Ersöz’ün kişiliğinin ayrılmaz parçası olan derneğe gelirken

“Sinirlerini evde bırak.”

yaklaşımı bugün de derneğe egemendir.

Süleyman Demirel’i ziyarette Doğan Ersöz, Turhan Tayan ve İsmail Hakkı Sezgin.

Doğan Ersöz, etrafında sosyal ilişkilerindeki başarısı, zekâsı, mizahi yönü ile tanınan mütevazı, içindeki ruhu sürekli geliştiren

ve eğiten bir kişiydi.

“Varılan son aşama, mütevazılıktır.”

lafına çok inanır her yeni gün içinde öğrenecek çok şey olduğunu

düşünürdü. Başkalarının fikirlerini dinler, söz konusu fikirlere değer verirdi. Demokrattı. Çok okur, araştırırdı. İletişimden yanay-

dı. Gücünü özellikle bilgisinden ve insan ilişkilerinden alıyordu. Çocuklara ve gençlere karşı ayrı bir sevgisi vardı. Bursa’nın eski

mahallelerini, semtlerini dolaşması onun şehircilik ruhunun ne kadar geliştiğini göstermekteydi. Alçak gönüllüydü

“Bir yer sizi

şereflendirmez, siz o yeri şereflendirirsiniz.”

derdi. Onun hakkında arkasından konuşan hiç kimseye rastlamadım. Kendisinin

en büyük özelliği de kişilerin arkasından konuşmamasıydı.