

18
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
ortamda ve bütün olumsuz şartlara rağmen, sermayesini ve emeğini ortaya koymuş adeta kelle koltukta çalışan ekmek ve gele-
cek mücadelesi vermeye devam eden işadamlarının sorunlarını çözmek için ise kimseden doğru dürüst bir destek de gelmiyordu.
Üstelik mali ve iktisadi konularda her anmevzuat değişikliği oluyordu. Sanayici ve işadamlarımız gelişmeleri takipte çok zorlanı-
yordu. Mevcut kurum ve kuruluşlar genelde olaylara seyirci kalıyordu ve kuruluşlara girip etkili faaliyetler yapabilmek imkânı da
hemen hemen yok gibiydi. Dolayısı ile yeni oluşumlara çözümler bulmaya ihtiyaç vardı.
Bizler aynı ihtiyaca hizmetten benzer zorluklarla karşılaşan birçok sanayici ve işadamının İstanbul’da kurduğu TÜSİAD’ı (Türkiye
Sanayici ve İş Adamları Derneği) bir model olarak seçmiştik. Böylece BUSİAD’ın kurulması kararı alınmıştır. BUSİAD, Bursa’da
sanayici ve işadamları arasında çok büyük ilgi gördü. Üyeleri arasında dostluk ve işbirliği kurulması, bilgi alışverişinin periyodik
hale getirilmesi, kanun ve her türlü mevzuat değişikliğinin en yetkili ağızlardan dinlenmesinin sağlanması ve problemlerin gene
yetkililere iletilmesi gibi konularda her gün daha iyi çalışmalar yapıldı. BUSİAD bugün sivil toplum örgütlerinin arasında saygın
yeri olan hepimizin gelişmelerini iftihar ve mutlulukla izlediğimiz bir dernektir. Kurucu Başkan Rahmetli Doğan Ersöz’e ve onun
selefleri ile tüm yönetici ve çalışanlarına teşekkür ediyorum.”
Kurtcebe Alptemoçin ile söyleştiğimizde 25. yıl için söylediklerinin aynen geçerli olduğunu söyleyerek sözlerine şunları
ilave etti:
“Ben Taysan’ın (Taşıt Yan Sanayi ve Ticaret A.Ş.) kurucu ortaklarından ve genel müdürü olarak 1969 yılında Bursa’ya geldim.
Ogünlerde otomotiv sanayi yeni yeni ortaya çıkıyordu. Ortamda bir taraftan sendikalaşma, bir taraftan farklı çıkar gruplarının
birbirini desteklemeleri var iken, işadamları ve sanayicilerin bir birlik içinde olmamaları eksiklik olarak dikkat çekiyordu. Ben
o dönemler TUSİAD’a, kurucu başkan Feyyaz Berker’e bir mektup yazdım. Kendimi tanıttım. TUSİAD gibi bir yapının Bursa’da
oluşması gerektiğini belirttim. Eğer bu olmaz ise TUSİAD’ın gönüllü olarak Bursa’da şubesini açmaya ve temsilcisi olmaya hazır
olduğumu belirttim. Ama bu mektuba bir cevap alamadım. Belki o dönem mektup eline geçmemiştir. Belki yoğun işlerinden
dolayı konuyla ilgilenememiştir. Sonuç olarak rahmetli Hikmet Komar Ağabeyim, Celal Dıbırdık Bey, Mahir Örgün, benden çok
büyük olmasına rağmen her zaman bana çok sıcak davranan Kemal Coşkunöz Bey, Adnan Ener Bey gibi sanayi dünyası içinde
sıkça karşılaştığım dostlarımla paylaştım.
Onlarla zaman zaman bu konuları konuşuyorduk. Bir gün Mahir bize bizim düşüncelerimizi paylaşan farklı gruplarda var dedi.
Onlara bu düşüncelerden söz ettim. Benimdüşüncemde önemli olan böyle bir şeyi kurmak ve yönetiminde olmak değildi. Önemli
olan bunun kurulmasıydı. Böyle bir kuruluş sanayici ve işadamları için olmazsa olmazdır. Sonuçta Gönen Çakmakçı, Kemal Tür-
kün Beylerle çeşitli görüşmeler yaptık. Burada Mahir Bey hepimizin buluşması noktasında önemli bir aktör oldu. Mesela SKT’de
bir toplantı hatırlıyorum. Rahmetli Talat Ağabey ev sahipliği yapmıştı. BUSİAD temelleri o toplantıda atıldı.
Yani özcümle söylemek gerekirse, Bursa’da büyük bir potansiyel vardı, işadamları ve sanayiciler bir çatı altında toplanmak, mem-
leketini seven, memleketin gelişmesi için hayalleri olan insanlar bir araya geldiler. Belki o dönem herkes herkesi tanımıyordu.
Ama bu grupların arasında herkesi tanıyan insanlar grupların bir araya gelmesini sağladı. Böylece BUSİAD doğdu.
Ben çalışmalarına katıldım. Daha sonra politik yaşantım başlayınca, Bursa’dan dönem dönem uzak kaldım. O dönemler
BUSİAD’ın çalışmalarına katılmadım. Şimdi fırsat buldukça çalışmalara katılıyorum.”
Evet, BUSİAD’ın kısa kuruluş öyküsünü kurucuları, tanıkları ve resmi kayıtlar böyle anlatmakta.