Previous Page  63 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 63 / 162 Next Page
Page Background

62

Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı

Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı

Atilla Parlamış, Demirtaş Sanayiciler Derneği’nin 2 numaralı kurucusu. Gerek kendi ailesi,

gerekse eşinin ailesi tekstil kökenli.

Atilla Parlamış

Parlamış yıllarca Demirtaş Sanayiciler Derneği’nde ve DOSAB’ta çeşitli kademelerde görev

yaptı. Atilla Parlamış anılarını şöyle paylaştı:

“Bursa doğumluyum. Yedi göbekten Bursalıyım. Annem ve babam Bursa’da doğmuşlar,

Bursa’da büyümüşler. Yani geçmişimiz de böyle dibine kadar Bursalılık var. Ailemde memurluk

olarak hiçbir yakınım yok. Birinci derece akrabalarımdan sadece amcam ilkokul müfettişiydi,

Hüseyin Parlamış.

Barakfakih köyü benim ata köyüm. Hali hazırda orada yatan Barakfakih Hazretleri’nin

de Osmanlı’nın ilk kuruluş dönemlerinde o dönemin padişahı olan kişilerin hukuk hocalığını

yaptığını biz tarihten biliyoruz. Böyle bir aileden gelmeyim. Annem, babam Bursa doğumlu. Ben

de tabi Bursa’da doğdum, tahsilimi Bursa’da yaptım. Yüksek tahsilimi dışarıda yaptım. Gerek

eşimin, gerek benim ailemin geçmişinde ipekçilik, ipek kozacılığı gibi işler var. Hatta eşimin

ailesinin bu konuda çok daha donanımlılar. Eşimin dedesi Hacı Hidayet Bey, Tohumcu Hida-

yet Bey diye anılıyor. Uzak doğudan -Çin’den muhtemelen- vesikalar var elimizde, oradan ipek

tohumu getirip, burada onu sattığını biliyoruz. Çok yerlerde de, birçok köyde üretim yaptığını

biliyoruz. Çünkü eskiden köylerde dut ağaçları vardı. Dut ağaçları bildiğimiz gibi meyve veren

dut ağaçları değildi.

Atalarımda bu işle iştigâl etmiş kişiler var. Özellikle benim babam sıkıntılı durumlar çek-

miş. Haliyle ben babamdan bu mesleği direk alamadım. Ama başka işler yaptım. Bir firmanın

temsilciliğini yaptım, bir İsviçre firmasının. 17 yıla yakın bu işten uzak durmuştuk. Fakat her-

halde kan çekiyor olmalı ki, bir zaman geldi, oradan istifa edip ayrıldıktan sonra oradan aldığım

tazminatla, -onu açıkça beyan edebilirim- hemen böyle bir kara tezgahları aldım. O zamanlar

teknolojimiz bu kadar gelişmiş değil. Daha sanayicilik bile lafı edilmezken, bu söz çok büyük

abartılı bir söz gibi gelirken, mahalle aralarında kurmuş olduğumuz o eski kara tezgahlarının

tıkırtıları ile büyüdük. Onlarla para kazandık, onlarla ailemizin geçimini sağladık ve onlarla da

öğrendik mesleği. Hiç unutmuyorum başladığımda 6 tane dokuma tezgahım vardı. Sonra sayı

arttı. Herhalde düzgün de yaptığımız için o zamanın bize işverenleri gibi kabul edilen Yahudi