Previous Page  66 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66 / 162 Next Page
Page Background

Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı

65

Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı

açtı, bir yer tahsis etti. Ve biz orada her Çarşamba saat 18.00’de toplandık. Yaz demedik kış deme-

dik toplandık. Ve inanır mısınız, öyle bir verimli geçmeye başladı ki. Benim çünkü bir hedefim

var, beklentilerim var. Ben buraya bir yer yapacağım. Dolayısıyla burayı bir sanayi bölgesi yap-

makta fayda var. Sanayi Bakanlığı bölgeyi sanayi olabilir, diye lekelemişti. Fakat Sanayi Bakanlığı

sonradan öyle bir kapris yapmaya başladı ki, anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. 44

defa Ankara’ya dosyalar ile gidip, geldik. Bu işe baş koyduk. Uzatmayalım. 1986’lar, 1987’ler,

1988’ler böyle bizim bu dernekleşmemiz, daha tanınır bir hale gelmemizi getirdi. Gazetelerde yer

almamız, onlarda iki de bir, bu konuyu gündeme getirmeye başladılar. İş geldi buranın Sanayi

Bölgesi olarak tescillenme aşamasına. Nereye gitmek lazım onu öğrendik. Rahmetli Karaer Bey

eski valilerden, Ankara’da ben ondan çok şey öğrenmişimdir. Allah rahmet eylesin nur içinde

yatsın. Ankara’da kapı nasıl açılır, nasıl talepler sunulur ve nasıl taleplerle karışılacaksın, onların

hepsini o açılan kapılarda öğrendim.

Dönemde benim çok lehimeydi. Birazda ANAP geçmişim olmaya başlamıştı. İl disiplin

kurulu Başkan Yardımcılığı gibi.

ANAP iktidarda, Kurtcebe Alptemoçin bakan. Macit de var. Allah rahmet eylesin, nur için-

de yatsın, sağ olsun diyorum. Onun da katkıları çok oldu. Yani bu şu anda isimlerini saydığımız

o dostlarımız ile beraber can siperane şekilde bir işimizi terk etmek, aksatmak pahasına bile olsa

biz bu işe baş koyduk. Ankara’nın yollarını başladık taramaya.

Macit Merter, Mustafa Taşdelen, Atilla Parlamış, Ziya Hısımcıl, Celal Beysel

Bizim tabi bütün niyetimiz her halükarda burada bir sanayi bölgesi oluşturmaktı. Tabi lehi-

mize olanlar ve olmayanlar da, bunu desteklemeyenler de oldu. Netice itibariyle azmin her şeye

galip geleceğini orada görmüşümdür. Bilhassa ben çok arzu ediyordum. Hayallerim vardı. İki

tane oğlum yetişecek ve onlar gelecek. Belki doktor olacak, belki başka şey olacaklar. Ama benim

hayalimde onlara bir sanayi kuruluşu bırakmak istiyorum. Hiç unutmuyorum. Ben de şeker has-