

Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı
◀
65
Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı
açtı, bir yer tahsis etti. Ve biz orada her Çarşamba saat 18.00’de toplandık. Yaz demedik kış deme-
dik toplandık. Ve inanır mısınız, öyle bir verimli geçmeye başladı ki. Benim çünkü bir hedefim
var, beklentilerim var. Ben buraya bir yer yapacağım. Dolayısıyla burayı bir sanayi bölgesi yap-
makta fayda var. Sanayi Bakanlığı bölgeyi sanayi olabilir, diye lekelemişti. Fakat Sanayi Bakanlığı
sonradan öyle bir kapris yapmaya başladı ki, anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. 44
defa Ankara’ya dosyalar ile gidip, geldik. Bu işe baş koyduk. Uzatmayalım. 1986’lar, 1987’ler,
1988’ler böyle bizim bu dernekleşmemiz, daha tanınır bir hale gelmemizi getirdi. Gazetelerde yer
almamız, onlarda iki de bir, bu konuyu gündeme getirmeye başladılar. İş geldi buranın Sanayi
Bölgesi olarak tescillenme aşamasına. Nereye gitmek lazım onu öğrendik. Rahmetli Karaer Bey
eski valilerden, Ankara’da ben ondan çok şey öğrenmişimdir. Allah rahmet eylesin nur içinde
yatsın. Ankara’da kapı nasıl açılır, nasıl talepler sunulur ve nasıl taleplerle karışılacaksın, onların
hepsini o açılan kapılarda öğrendim.
Dönemde benim çok lehimeydi. Birazda ANAP geçmişim olmaya başlamıştı. İl disiplin
kurulu Başkan Yardımcılığı gibi.
ANAP iktidarda, Kurtcebe Alptemoçin bakan. Macit de var. Allah rahmet eylesin, nur için-
de yatsın, sağ olsun diyorum. Onun da katkıları çok oldu. Yani bu şu anda isimlerini saydığımız
o dostlarımız ile beraber can siperane şekilde bir işimizi terk etmek, aksatmak pahasına bile olsa
biz bu işe baş koyduk. Ankara’nın yollarını başladık taramaya.
Macit Merter, Mustafa Taşdelen, Atilla Parlamış, Ziya Hısımcıl, Celal Beysel
Bizim tabi bütün niyetimiz her halükarda burada bir sanayi bölgesi oluşturmaktı. Tabi lehi-
mize olanlar ve olmayanlar da, bunu desteklemeyenler de oldu. Netice itibariyle azmin her şeye
galip geleceğini orada görmüşümdür. Bilhassa ben çok arzu ediyordum. Hayallerim vardı. İki
tane oğlum yetişecek ve onlar gelecek. Belki doktor olacak, belki başka şey olacaklar. Ama benim
hayalimde onlara bir sanayi kuruluşu bırakmak istiyorum. Hiç unutmuyorum. Ben de şeker has-