

93
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
jeleri nasıl yapıyordum, diye düşünüyorum. İnanın sabaha kadar çalışırdık. Sabahleyin proje masalarının üzerinden kalktığımız,
orda uyuduğumuz geceler oluyordu. O zaman yeni evli olmama rağmen bu çalışmalarımız devam etti.
Bilhassa Sanayi Bölgesi kurulduktan sonra çalışma miktarları çok büyüdü. Projeler, alanlar büyüdü. Mesela Siemens fabrikası,
Sifaş, Polylen, Filament, Karsan, SKT, Coşkunöz.. ne kadar önemli kuruluş varsa bütün fabrikaların ilk projelerinde, projeci, kontrol
mühendisi veya daha sonradan müteahhit olarak çalışmalarım oldu. Ondan sonra da taahhüt işlerimizi kurduk. Tabi insanın
hayatı kademeli olarak büyük bir tecrübe içinde geçiyor. Artık bu çalışmalar bizim için mazide kaldı. Şimdi bu kadar aktif şeyler
yapamıyoruz, ama taahhüt işlerine hala devam ediyoruz. Yine fabrika, sanayi tesisleri üzerinde ihtisasımız ve yapılarımız devam
ediyor. Eskiden Bursa’da 10 tane mühendis bile yoktu. Şimdi 2 bin tane mühendis var. Bunu ne kadar büyük terakki, ne kadar bü-
yük ilerleme olduğunu idrak edebilmek için söylüyorum. Tabii 10mühendis o zaman gayet iyi rakamlı fiyatlarla çalışma imkanını
buluyordu. Çünkü başka alternatifleri yoktu. Sanayi mıntıkasının ilk yapılışında SİFAŞ vardı. SİFAŞ fabrikası Sanayi Bölgesinde ilk
fabrikaydı. SİFAŞ’ın da bütün projeleri benim tarafımdan yapılmıştır. Bölgedeki ilk bina temeli, SİFAŞ’ın temelidir. Ben onu çok ke-
yifle hatırlıyorum. Bölgede ilk kazma benim yapmış olduğumprojeleri tatbik etmek üzere vurulmuştur. Büyük bir tesisti o zaman.
Bugün hala ön caddeden geçerken gördüğünüz binalar sanayi bölgesinde yapılan ilk binalardı. Tabii ondan sonra çeşitli tesisler
yapıldı. Öncülerden birisi de SKT ve Coşkunöz’dür. Onlar da hatırlayabildiğim kadarıyla Yeniyol civarında atölye durumunday-
dı. Oradan tekrar sanayi mıntıkasına gelmek üzere harekete geçtiler. Projelerini o zaman beraberce hazırladık. Tabi rakamlar
o zaman 500 metrekare gibiydi. Rakamlar birden bire çok büyüdü. Bakın şimdi 500 metrekare çok özel işler yapan bir firmanın
çalışabileceği bir alan. Esasında binlercemetrekarelik fabrikalar, tesisler yapılıyor. Ama o zaman hepsi 300, 500metrekarelik ufak
atölyelerin içinde çalışıyordu. Sanayi mıntıkasının yapılması ile bu rakamlar birden bire büyüdü. 3 misli, 5 misli
değil, 20 misli,
30 misli büyüyüverdi. Sanayi mıntıkalarını görmek için beni Avusturya’ya falan gönderdiler. O zaman bir Amerikalı vardı. Bana
çok yardımcı olmuştu. Bana kitaplar verdi. O dönemde fabrika yapıları ile uğraşan çok az sayıda mühendis vardı. Sanayi tesisi
ile kimse uğraşmıyordu, zaten 10 kadar mühendis vardı, onlar da konutlarla uğraşıyordu. Kimsecikler yoktu. İşte o dönemde
bana verilen o kitaplara gece gündüz bakarak birşeyler keşfettim. Ticaret ve Sanayi Odası beni ayrıca Avusturya’ya gönderdi.
Avusturya’daki sanayi mıntıkalarını tetkik ettim ve dolayısıyla yapılan ilk projelerin çalışmalarında çok faydam olduğunu zan-
nediyorum. Ardından da zaten sanayi kuruluşlarında daha yoğun çalıştım. Bursa’da çok büyük gelişme var. Allah nazardan sak-
lasın. Bugün sanayi tesislerine, onların işleyişine, çalışanların kabiliyetine baktıkça, Türkiye’nin çok ileri noktalara doğru süratle
gittiğine inanıyorum. Daha da ileri gitmesi için dua ediyorum.
Hakan Türkün:
Başarılı babaların arkasından gelmek çok zor. Gençlerin omuzlarına çok büyük yükler biniyor. Benim babamla
aramda 40 yaş fark var. 40 sayısı belki Türkler için çok büyük bir rakam ifade ediyor. “
Kırkayak, kırk kere söyledim, bir deli
kuyuya bir taş attı, kırk akıllı çıkaramadı, kırkına varmak... Hatta kırkbir kere maşallah.”
diyoruz, bir fazlası... Ama 40 yaş
fark olmasına rağmen babamla biz baba oğuldan ziyade bir arkadaş gibi olduk. Her zaman onu örnek aldım. Arkadaş gibiydik,
ama aynı zamanda ondan korkardım, doğrusu söylemek gerekirse. Gerçekte babamdan hiç dayak yemedim, annemden yedim
açıkçası. Ama her zaman için babamdan daha fazla korkardım. Demek ki insanları etkileyebilmek için illa da bağırmak çağır-
mak, kaba kuvvet kullanmak gerekmiyor. Yaptıkları ile örnek olmak çok daha önemli, insanları etkileyebiliyorsunuz. Bu geceyi
düzenlediğiniz için çok teşekkür ediyorum, inşallah devamı gelir.
Talat Diniz:
Çocuklar bu geceyi düzenlemekle çok iyi yaptınız, çok mutlu oldum. Yıllardır görüşemediğimiz dostlarımızı, meslek-
taşlarımızı görmek, onlarla sohbet etmek, çocuklarını daha yakından tanımak fırsatı buldum. Onun için öncelikle bu toplantının
güzelliğini dile getirmek istiyorum. Ben de geçmişten bahsetmek istiyorum. Hülasa da etmeyeceğim, ne olacağını söyleyeceğim.
Yoksa bu toplantı 6 ay falan sürer. Nasıl devam edeceği konusunda da çok güzel fikirleriniz var. Onun için
‘söyle yapın, böyle