Previous Page  95 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 95 / 152 Next Page
Page Background

94

Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

yapın’

demeye cesaret edemiyorum. Mutlaka daha güzel şeyleri de düşüneceksiniz. Gerçekten hem bize renk verecek bir ortam-

da bulunmak, hem de sanayide uğraşan kişilere burada oluşan sohbetler yol gösterir. Böyle bir faktör olacak diye düşünüyorum.

(Fahrettin Gülener’e dönerek) Sen preslerden sözettin. Tabi preslerin yapılmış halini gördün. Ben o preslerin yapıldığı zamanı

söyleyeyim.

Sedat-Talat Diniz.

Türkiye’nin o yıllarda nerelerde olduğunun göstergesidir. Ben 1950 yılında öğretmendim. Zaten iki yıl öğretmenlik yaptım

Çorum’da. Bir yıl öğretmenlik, bir yıl da müdür muavinliği. Bir baba dostumun tahriki ile iş hayatına atıldım, bıraktım öğret-

menliği. Kısa zamanda da başarılı olduk. Zaten babana hizmet etmek üzere (Yeşilova’nın babasını kastediyor) başladım. Çünkü

kanepeyi yaptırmak için taa İstanbul’a taşınıyorlarmış. Küçücük bir parçayı kromaj yaptırmak için emanetçi Reşat’a veriyorlardı,

ondan sonra da Reşat’ın yolunu bekliyorlardı,

“Şunlar nikelaj olup da gelse.”

diye. Bunu bir baba dostu bize anlattı. Çorum’da

bizi ziyarete gelmişti. “

Sen yapabilir misin?”

dediler,

‘yaparım’

dedim. Kısa zamanda ayaklarımın üzerine basar oldum. Bu ara-

da teknik öğretmenlikten arkadaşım olan Süleyman Bey, kulakları çınlasın, o da Fransa’da bıçakçılık tahsili yaptı. Bursa’da Sanat

Okulu’na bıçakçılık şubesi açıldı onun başına tayin oldu. Her gün beraberdik. Rahmetli Kemal Hoca da (Coşkunöz) piyasada hep

birşeyler yapmaya çalışan bir insandı. Onunla da sık sık görüşür, üç arkadaş olarak devamlı biraraya gelirdik. Bir gün beraber

bir işler yapalım dedik. Onların da öğretmen olarak kalmada gözleri yoktu. Birşeyler yapalım falan. Ya pres işleri yapalım dedik.

Ama ortalıkta pres diye birşey yok. Pres alacağım dediğin zaman paran yok, olsa da satın alınacak pres yok, mal yok. Nereden

bulunduysa bir pres bulundu. Yine rahmetli Kemal Hoca’nın sınıf arkadaşlarından birisi vardı modelci, Hakkı Öcal mıydı, o presin

resimleri çizildi. Modelci modellerini yaptı. Tanıdık dökümcülere o modellerden gövdeler döktürüldü. Yine tanıdık arkadaşların

atölyelerinde işlendi, monte edildi ve iki boy, 25 ve 50 tonluk iki pres yapıldı. Senin sonradan gördüğün presler sanıyorum ki, ilk