

92
▶
Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı
Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı
MEHMET İYİGÜLLÜ
(17 Şubat 1997-14 Şubat 1998)
Mehmet İyigüllü, 23 Şubat 1955 yılında Bursa’da doğdu.
1974 yılında Bursa Ticaret Lisesi’nden mezun oldu ve
Balıkesir Yüksek İşletmecilik okuluna girdi. 1976 yılın-
da iş hayatına atıldı.
21 Mayıs 2014’te aramızdan ayrılan Mehmet İyigüllü
Bursa iş dünyası ve sosyal yaşantısının etkin isimlerin-
den biriydi.
İyigüllü, 17 Şubat 1997 ve 14 Şubat 1998 tarihleri arasın-
da DOSAB Başkanlığı yaptı. Kendisi aramızda olmadığı
için Demirtaş Sanayiciler Derneği’nin (DOSABSİAD) yayın organı olan Perspektif dergisinin
Haziran-Temmuz 2013 sayısındaki söyleşisinden size DOSAB ile ilgili anılarını aktarıyorum:
“1967-1968 yılları arasında bölgeden firmam ve şahsım adına arsa aldım, 1982 yılında da
bölgeye taşındık. Burada ilk kurucular olan bizim kuşak, bölgenin yatırımları ve projelerle ilgili
iyi çalışmış, bürokrasiyi de çok iyi tahlil etmiştik. Çok sıkıntılı bir süreçti ama 1990 yılında DO-
SAB sicil aldı. Bizim amacımız daha büyük sıkıntılar yaşamamaktı. Çünkü burası ters doğmuş
bir sanayi bölgesiydi. Önce herkes kendi fabrikasını yaptı, sonra alt yapı peşine düşüldü. Ama
bugün Türkiye’nin en iyi OSB’si oldu. Bunu da gururla söylüyorum. Burada sanayicilerimizin
her birinin emeği var. Daha o yıllardan hedef konmuştu, o hedefler gerçekleşti.
İlk yıllarda en büyük sıkıntımız kasaba bürokrasisiydi, yani Demirtaş’tı. Ondan sonra Bur-
sa bürokrasisi geliyordu. Biz 1987’de bir dernek statüsüne kavuşunca artık Ankara boyutuna
ulaşmaya başladık. Turgut Özal’ın burayı ziyaret etmesi ile bölgenin talihi değişti. ‘OSB olsun
dedi.’ ve olduk. Tabii o zamanki Demirtaş Belediyesi ile çıkar çatışmaları vardı. Çok sert tepkiler
gösterdiler. Sanayice farklı bir gözle bakıyorlardı.
Burası aslında mera alanıydı ve çok kullanılmıyordu. ‘Tarım’ diyen de oldu, başka şeyler de.
Ama sanayici burasını modern hala getirdi. Bugün DOSAB’ın içinde çalışan insanlar o dönemde
yer sahipleriydi. Hiç biri böyle bir şey olacağını tahmin etmedikleri için kararsızlardı.
Demirtaş Sanayiciler Derneği kurulup herkes bu çatı altında kenetlenince, bireysel davranı-
şa göre sıkıntıları ele alıp hızla aşmak kolaylaştı. Bursa ve Ankara bürokratları bize çok yardımcı
oldu. Aralarında çok iyi ve olumlu insanlar da vardı, çok sertleri de. ‘O fabrikalarınızı İnegöl’e
taşıyın’ diyenler de vardı. Mustafa Karaer, toplantılarda bunu sıkça söyler, ‘Neyle taşıyacağız?’
cevabını verdiğini de hep anlatırdı.