

94
▶
Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı
Belgeler ve Tanıkların Işığında DOSAB’ın 25 Yılı
Bölgemizin hızlı gelişmesinde başta OSB olmaya giden süreçteki birlikte çalışmamızı ve
OSB olmayı sayabiliriz. 2000 yılında OSB Kanunu ile işler çok farklı bir boyut aldı. Biz o za-
manlar sanayi bölgelerinin kamu denetiminden çıkmasını istiyorduk. Kanun için çalışılırken
OSB yönetimleri çok baskı yaptı, çok toplantılara katıldık. Bölgedeki milletvekilleri bizden çok
çalıştılar. Hepsi taleplerimizi kanun yapıcıya iletme konusunda da çok yardımcı oldu. Örneğin
başkanlığımda bölgemize PTT getirmek istiyorduk. Bir Bursa milletvekilinden yardım istedim,
bana bir günde randevu aldı, işimizi çözdük. Buradaki sanayicinin her birinin katkısı var. İmece
usulüyle büyük başarılara imza attık. 500 hektarlık bir alanda yeni bir dünyayı biz burada yap-
tık. DOSAB farklı bir yer, çalışanı, çalıştıranı, hep birlik içersinde. Burada huzur ortamı içinde
çalışıyoruz.
Şöyle söyleyeyim elektriği, doğalgazı, artıma tesisi, yolu, yeşil alanı, sosyal tesisi gibi bu
güne kadar hep DOSAB kendisi bir şeyler yaptı. Şu anda bir sürü proje var, hayata geçirilmeye
başlandı. Bunlar DOSAB’ı daha da yukarıya taşıyacak. Ben yurt dışındaki OSB’lere baktığımda
benim OSB’min farklı olmadığını görüyorum. Bazı yönleriyle daha iyi olduğunu fark ediyorum.
Bir çok yerde bu yeşili bulamazsın. Bir de devletin katkısı olmadan yapıldı bunlar. Bir kuruş
devletten para alınmadı. Diğer pek çok bölge devlete borçlanarak ortaya çıktı. Bizde ise sanayici
kendi yaptı. OSB’ler içinde DOSAB ayrı bir yere sahip, başka örneği yok. DOSAB’a girerken
gözlerim dolu dolu oluyor. Nereden nereye geldik. Benim çocuğum, yeğenim, arkadaşlarımın
çocukları burada çalışıyor.
Buranın dostluğu çok farklıdır. Biz kontrolsüz yapıldık. Ben görev dönemimde Organize
Sanayi Bölgesi’nin eski ambulansına bile razı olmuş bir yöneticiyim. Şimdi geldiğimiz noktaya
bakar mısınız? Nereden nereye geldik. Ama o zorluklar bizi yıldırmadı, büyük enerji verdi. Biz
daha iyisini yapmak zorundaydık. Ve oldu da. O zamanlar Hollanda da bir sanayi bölgesine git-
miştim, ‘Acaba bizim oralar da böyle olur mu?’ diye çok düşünmüştüm.
DOSAB onlardan daha iyi oldu. DOSAB’ın en büyük avantajı hem kötü ekonomileri gördü,
hem de iyi ekonomileri yaşadı. Kötü ekonomilerde kendileri toparladı. 1997’de 4 kişi ile başlayan
bugün 80 civarında çalışanı olan bir bölgeyiz. Sanayiciler ve bu insanların hepsi bölge için çalışı-
yor, projeler üretiyor. Yarınları bu projelerle geçireceğiz. Bursa OSB’leri ve OSBÜK çatısı altında
toplu hareket edebilecekleri yapılarla birlikte yürüyorlar. Bu büyük bir başarıdır. DOSAB bu
kurumların en iyi ortaklarından birisi konumunda. DOSAB’ı kendi kendini kurumsallaştıran,
kendini geliştiren OSB olarak görüyorlar. Bu bizi gururlandırıyor.
Bundan sonra ne yapmamız gerekiyor? Ankara’nın eline bakmamak gerekiyor. Çünkü güç
ve hazır kuvvet taşra, Ankara ise işin bitirildiği yer. İşin bitirildiği yerde olmak gerek. Karar me-
kanizmalarının içinde etkileyici rolde olmalıyız.
Bunu görüyorum. Bursa ve bölgemizin kamu yatırımlarından hak ettiklerini alması gerek-
tiğini düşünüyorum. Burası 5 veriyorsa, bir değil 4 almalı. Yatırımlar ve devletle olan işlerimiz
hızlanmalı. Tren yolu, havayolu, limanlarımız olsun istiyoruz. Kendimizin enerji santrali olsun
istiyoruz. Biz İstanbul’un köyü değiliz. Türkiye’nin en iyi vergi veren, en iyi gelir getiren şe-
hirlerinden biriyiz. O zaman devletin bize yapması gereken önümüzü açması. Örnek olarak bir
elektrik santralinin ihalesinde bize farklı davranabilir. Daha ucuz elektrik alabileceğimiz alan
yaratabilir. Doğalgazla ilgili iyileştirmeler yapabilir. BUTGEM gibi Türkiye’nin göz bebeği bir
kurumu üst kademeye taşımamıza yardım edebilir.”